6 Kasım 2014 Perşembe

Dem Bu Demdir - Mustafa Kutlu

DEM BU DEMDİR
MUSTAFA KUTLU
Dergâh Yayınları
Eylül 2014, 1. Baskı
252 Sayfa

AFD: 
   "Dem bu Demdir" hikâyeleriyle tanınan Mustafa Kutlu'nun yirmi yıllık süre içerisinde çalıştığı gazetelerde yazdığı denemelerinden oluşan son kitabı. Mustafa Kutlu'nun daha önce sadece Uzun Hikaye" isimli kitabını okumuş ve yazarımızın üslubunu sevmiştim. Bu kitapla denemelerini de sevdiğime karar verdim.

    Mustafa Bey bize eski zamanları anlatıyor. Bir kuşun cıvıltısını, bir ağacın yaprağını, bir çiçeğin kokusunu...  Televizyonlarda bize dayatılan %10-15'in yaşam tarzını değil, bize Anadolu'yu anlatıyor. Köylüyü, kasabalıyı, şehrin gerçek sakinlerini anlatıyor. Unuttuğumuz, unutmaya yüz tuttuğumuz özümüzü anlatıyor.

    "Dem Bu Demdir"de bulunan denemelerin bazıları bana, bir romanın ya da bir hikayenin başlangıç bölümünü anımsattı. Hani bazı romanların/hikayelerin can alıcı bölümlerine geçmeden önce bir başlangıç bölümü olur da; yazar burada kitaba kendinden bir şeyler katar, vermek istediği mesajı verir ya, bu denemelerin de bir kısmı o havadaydı. Bu havayı yakalayan denemeler en sevdiklerim oldu: "Sokağımın Tek Ağacı", "Hayatı Tanımak", "Kime Güvenebiliriz?", "Reçete", "Unutmak Mümkün mü?" ve "Turgut Hocayı Dinlerken"

     Bir de eleştirim var. Keşke kitapta yer alan her denemenin altına ne zaman yazıldığının tarihi belirtilseydi. Mesela "Bu sonbahar sararıp düşen her yaprak yıkılan bir aile, dükkanı kapatan bir esnaf, açlıktan kaldırıma yığılan bir işsiz gibi üzerimize çöktü" demiş Mustafa Bey bir yazısında. Ben "Bu sonbahar"ın hangi yılın sonbaharı olduğunu bilerek okumak isterdim açıkçası. Bunun gibi birçok örnek var. Kesinlikle bu konu dikkate alınmalı diye düşünüyorum.

   Kitabı okurken bazen "Yazar bu cümleyi daha önce de kurdu" diye düşündüm. Mustafa Beyin köşesinde yazdığı yazılar günlük olarak okuyucuyla buluştuğu için her ne kadar farklı yazılar yazılmış olsa da;  aynı cümleler, düşünceler ve alıntıların  bazen tekrar kullanılması gayet normal.


Altı Çizilesi:
   Hikayeci Sait Faik için anlatılan bir anekdot vardır. Kendisinin iyicene tanındığı yıllarda bir başka yazar daha türemiş. Yazarlar arasında rekabeti, kıskançlığı, atışmayı seven ve bunu her fırsatta körükleyen birileri, Sait Faik'e bu yeni palazlanan yazardan bahsederek fikrini sormuşlar. O da: - Bırak canım, adam daha balıkların adlarını bilmiyor, ondan hikayeci olmaz, demiş.

   Paylaşmak, dayanışmak, bir tebessüme karşılık vermek ve ağlarken bir sineye yaslanabilmek en güzeli.

"Aklına Mecnunların tahsin ki ketm-i râz edip
Geh sipihre ger der û dîvara söyler söylese."
(Aferin şu delilerin aklına ki, sırlarını saklamasını bilir ve onları olur olmaz kişiye açmazlar. Mutlaka söylemek icap ederse gökyüzüne, kapıya veya duvarlara söyler, onlarla dertleşirler).

   Kitap vasıtası ile vücut bulur, kitapla haşır-neşir olan kişide bir ruh yüceliği, bir ahlak inkişafı, bir metafizik derinlik, bir aksiyon hamlesi hissedilir. Edebiyat bunu yapar.

Medyanın ağzında "Temiz eller operasyonu"...
İnsanlarımızın zihninde bir soru: "Hangi temiz el bu operasyonu yürütecek"...

Kutsal kitabımız buyuruyor: "İnsanoğlu hem cahil, hem nankördür"...

Kitabın Tanıtımından:
   Mustafa Kutlu Türk hikâyeciliğinin zirve isimlerinden biridir. Hikâyelerine hepimiz aşinayızdır. Ya denemelerine? Belki o kadar değil...

   Hâlbuki yazarın kaleminden çıkan her cümle; zihin dünyasını, görüp geçirdiklerini, hüzünlerini, heyecanlarını, memleketin hal-i pür melalini yansıtır.

   Bu çerçevede yazarın, yirmi yıllık bir sürede gazete sütunlarında kendisine yer bulan cümlelerinin kıymeti kendiliğinden ortaya çıkar.

   Türkiye'nin yakın dönem hikâyesini bir de Mustafa Kutlu'dan dinleyin...


dunyabizim.com
Mustafa Kutlu Hakkında:
   Mustafa Kutlu 1947 (Erzincan / Ilıç / Kuruçay) doğumludur. Çocukluğu babasının nahiye müdürlüğü yaptığı Erzincan köylerinde geçti. Orta öğrenimini Erzincan Lisesi'nde (1964), yüksek öğrenimini Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili Edebiyatı Bölümü'nde tamamladı (1968). Tunceli ve İstanbul'da edebiyat öğretmenliği yaptı. (1968-1974).

   Görevinden ayrılarak kuruluşuna katkıda bulunduğu Dergâh Yayınları'nda çalışmaya başladı (1974). Sanat hayatına İstanbul'da çıkan "Fikir ve Sanatta Hareket" dergisinde yayımladığı hikâyeler ile girdi (1968). Ayrıca Adımlar (Erzurum 1970-72), Hisar , Türk Edebiyatı , Düşünce , Yönelişler gibi dergilerde yazdı. 1990 Mart'ından itibaren yönettiği Dergâh dergisinde hikâye ve yazıları çıktı.

   1986 yılından itibaren Zaman gazetesinde "Bir demet İstanbul" başlığı altında şehir yazıları yayımladı, daha sonra bu faaliyetini Yeni Şafak gazetesinde sürdürdü. (1995).

   Sinema ve televizyonla ilgilenerek senaryolar yazdı, Kanal 7 televizyonuna programlar hazırladı. Evli ve 2 çocuk babasıdır.

Mustafa Kutlu Eserleri:
Öykü
Ortadaki Adam (1970)
Gönül İşi (1974)
Yokuşa Akan Sular (1979)
Yoksulluk İçimizde (1981)
Ya Tahammül Ya Sefer (1983)
Bu Böyledir (1987)
Sır (1990)
Arkakapak Yazıları (1995)
Hüzün ve Tesadüf (1999)
Uzun Hikaye (2000)
Beyhude Ömrüm (2001)
Mavi Kuş (2002)
Tufandan Önce (2003)
Rüzgarlı Pazar (2004)
Chef (2005)
Menekşeli Mektup (2006)
Kapıları Açmak (2007)
Huzursuz Bacak (2008)
Tahir Sami Bey'in Özel Hayatı (2009)
Zafer Yahut Hiç (2010)
Hayat Güzeldir (2011)
Anadolu Yakası (2012)
Sıradışı Bir Ödül Töreni (2013)
Nur (2014)

Deneme-İnceleme
Sait Faik’in Hikaye Dünyası (1968)
Sabahattin Ali (1972)
Şehir Mektupları (1995)
Akasya İle Mandolin (1999)
Yoksulluk Kitabı (2004)
Vatan Yahut İnternet (2014)
Dem Bu Demdir (2014)

Çocuk Kitabı
Yıldız Tozu (2005)

1 yorum:

  1. Benim de ilgimi çekti şimdi. Geçenlerde kitapyurdu.comdan bana yollanan listede vardı. Keşke bu yorumu daha önce okusaydım. Okumak için seçtiğim kitaplardan biri de bu olurdu. Ben okuma listeme hemen ekliyorum. Umarım sıra gelir de okurum. Teşekkürler.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...