21 Ocak 2015 Çarşamba

Kafamda Bir Tuhaflık - Orhan Pamuk

KAFAMDA BİR TUHAFLIK
ORHAN PAMUK
Yapı Kredi Yayınları
Aralık 2014, 1. Baskı
482 Sayfa

AFD:
  "Kafamda Bir Tuhaflık" daha piyasaya çıkmadan ilgimi çekmişti. Orhan Pamuk'un altı senede bu kitabı yazması, isminin güzelliği ve tanıtım yazıları sayesinde büyük bir heyecan ve merakla okumaya başladım kitabı.

  Kitabımıza; 1960'larda Beyşehir'den İstanbul'a ilk göç edenlerin yaşam hikayesi ile başlıyoruz. Kahramanımız Mevlut ise 1969'da babasının yanına, İstanbul'a, henüz daha 12 yaşındayken geliyor ve Mevlut'un İstanbul macerası başlamış oluyor.

  Kafamda Bir Tuhaflık'ta 1969-2012 yıllarının İstanbul'u anlatılıyor. İstanbul'un nasıl değiştiği, insanları nasıl değiştirdiği ve Mevlut'un bu değişimlerin arasındaki hayatta kalma mücadelesi...

  Kitabı okurken "Nasıl gidiyor?" diye soranlara verdiğim ilk cevap "Heyecanı eksik" oldu. Evet kitabımız İstanbul'un kırk yıllık serüvenini, özellikle benim gibi İstanbul'da yaşamayanlar için oldukça güzel anlatıyor. Fakat "Acaba bir sonraki sayfada ne olacak?" diyerek okuduğum bir kitap  da değildi maalesef.

  Kitabın isminin de oldukça iddialı koyulduğu kanaatindeyim. "Kafamda Bir Tuhaflık"? Mevlut'un kendisi bu cümleyi dile getirmese, bu cümlenin kitapta kim için kullanıldığını bile anlayamayacaktım. Bence Mevlut'un kafasında herhangi bir tuhaflık yok, ya da benim de kafamda bir tuhaflık var. Mevlut bana göre sadece saf bir karakter. İstanbul ve insanlar kırk yılda çok büyük değişimler yaşarken, Mevlut içindeki saflığı korumuş ve hep aynı Mevlut olarak kalmış. Aslında olmamız gereken bu iken, kafasında tuhaflık olanın Mevlut olması doğru değil. Asıl kafasında tuhaflık olanlar; gözünü para, iktidar hırsı bürümüş olanlar, nereden geldiklerini, kim olduklarını ve insanlıklarını unutanlar.



Kitabın Tanıtımından:
  Kafamda Bir Tuhaflık hem bir aşk hikâyesi hem de modern bir destan. Orhan Pamuk'un üzerinde altı yıl çalıştığı roman, bozacı Mevlut ile üç yıl aşk mektupları yazdığı sevgilisinin İstanbul'daki hayatlarını hikâye ediyor.

  1969 ile 2012 arasında, kırk yılı aşkın bir süre Mevlut, İstanbul sokaklarında yoğurtçuluk, pilavcılık, otopark bekçiliği gibi pek çok iş yapar. Bir yandan sokakların çeşit çeşit insanla dolmasını, şehrin büyük bölümünün yıkılıp yeniden inşa edilmesini, Anadolu'dan gelip zengin olanları izler; diğer yandan ülkenin içinden geçtiği dönüşümlere, siyasi çatışmalara, darbelere tanık olur. Onu başkalarından farklı kılan şeyin, kafasındaki tuhaflığın kaynağını hep merak eder. Ama kış akşamları boza satmaktan ve sevgilisinin aslında kim olduğunu düşünmekten hiç vazgeçmez.

 Aşkta insanın niyeti mi daha önemlidir, kısmeti mi? Mutluluk veya mutsuzluğumuz bizim seçimlerimize mi bağlıdır, yoksa bizim dışımızda mı gelişip başımıza gelirler? Kafamda Bir Tuhaflık bu sorulara cevap ararken aile hayatıyla şehir hayatının çatışmasını, kadınların ev içlerindeki öfke ve çaresizliklerini resmediyor.
haberturk.com

Orhan Pamuk Hakkında: 
  Ferit Orhan Pamuk (d. 7 Haziran 1952, İstanbul), Türk yazar. Birçok başka edebiyat ödülünün yanısıra 2006 yılında Nobel Ödülünü kazanarak bu ödülü alan en genç iki kişiden biri olmuştur.
  Kitapları altmış dile çevrildi, yüzü aşkın ülkede yayımlandı ve 11 milyon baskı yaptı. 2006 yılında TIME dergisi tarafından dünyanın en etkili 100 kişisinden biri seçilen Pamuk, Nobel ödülünü alan ilk ve tek Türk.

  Orhan Pamuk yazarlığa 1974 yılında başladı. 1979 yılında ilk romanı olan "Karanlık ve Işık" ile katıldığı Milliyet Roman Yarışmasında birincilik ödülünü Mehmet Eroğlu ile paylaştı. Bu romanı ancak 1982 yılında Cevdet Bey ve Oğulları adıyla yayımlandı.1983 yılında bu kitapla Orhan Kemal Roman Ödülüne layık görüldü.Pamuk'un daha sonra yazdığı kitaplar da çok sayıda ödül kazandı. İkinci romanı olan Sessiz Ev 1984 yılında Madaralı Roman Ödülünü kazandı. Bu romanın Fransızca tercümesi de 1991 yılında Prix de la Découverte Européenne ödülüne hak kazandı. 1985 yılında yayımlanan tarihi romanı Beyaz Kale ile 1990 yılında ABD'de Independent Award for Foreign Fiction ödülünü kazandı ve yurtdışında tanınmaya başlandı. Romanlarının dışında, yazılarından ve söyleşilerinden seçmelerin ve bir hikâyesinin yer aldığı Öteki Renkler (1999) ve Ömer Kavur'un yönettiği Gizli Yüz adlı filmin senaryosu (1992) vardır. Bu senaryo, 1990 yılında yayımladığı Kara Kitap romanındaki bir bölümden yola çıkılarak yazılmıştır. Orhan Pamuk ABD'de yayımlanan Time dergisinin 8 Mayıs 2006 tarihli sayısının "Time 100: Dünyamızı Biçimlendiren Kişiler" başlıklı kapak yazısında tanıtılan 100 kişiden biri oldu.2007 Mayıs'ında yapılan 60. Cannes Film Festivali'nde jüri üyeliği yapmıştır.
Kaynak: on5yirmi5.com

Orhan Pamuk Eserleri:
Roman:
Cevdet Bey ve Oğulları, 1982
Sessiz Ev, 1983
Beyaz Kale, 1985
Kara Kitap, 1990
Yeni Hayat, 1994
Benim Adım Kırmızı, 1998
Kar, 2002
Masumiyet Müzesi, 2008
Kafamda Bir Tuhaflık, 2014

Öykü, Deneme, Söyleşi:
Öteki Renkler, 1999
Manzaradan Parçalar 2010
Ben Bir Ağacım, 2013

Anı:
İstanbul: Hatıralar ve Şehir, 2003
Babamın Bavulu, 2007

Senaryo:
Gizli Yüz, 1992

Diğer:
Saf ve Düşünceli Romancı, Harvard Üniversitesi'nde verdiği Norton Dersleri, 2011
Kara Kitap'ın Sırları, 2013

6 yorum:

  1. Orhan Pamuk'u -okuduğum kadarıyla- sevemeyenlerdenim:) Romanları "fazla" çalışılmış gibi geliyor bana :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu kitabında İstanbul'un geçmişini işlemesini sevdim fakat "fazla çalışılmış" olduğu konusunda da sizinle hemfikirim. "Her kitabı yabancı dillere çevrilen bir yazar olduğu için" kitabın başında Bozayı dünya okurlarına "alçakgönüllülükle!" açıklamak zorunda hissetmesi benim hiç hoşuma gitmemişti.

      Sil
  2. Orhan Pamuk kitaplarını severek okurdum ta ki Masumiyet Müzesi'ne kadar. Kitaptan nasıl soğuduysam yeni kitaplara da elim gitmiyor bir türlü ... Beyşehir işi ilginç, kitap yaşadığımız ilçede başlıyormuş :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Masumiyet Müzesi'ni okumadım, hakkında o kadar çok olumsuz yorum duydum ki sanırım okuyacağım son Orhan Pamuk kitabı o olur.

      Kitap Beyşehir'de başlıyor fakat çok da Beyşehir hakkında bir şey yok. Beyşehir'den İstanbul'a göç edenlerin hikayesi.

      Sil
  3. Masumiyet müzesi de böyle miydi diye düşünüyorum , gerçi kitabı henüz okuma şansım olmadı ama... Hani o Nobeller almış Pamuk'a nasıl desem , bu kadar yayan pardon yavan kitaplar , ilk kitapları daha mı başkaydı? ben ilk kitaplarında hep farklı bir tat algılamıştım ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında yavan olduğunu düşünmüyorum, İstanbul'un 40 yıllık serüveni çok güzel işlenmiş fakat kitabın sürükleyiciliğini sağlayan heyecan kısmı eksik kalmış. Bir sonraki sayfayı merak etmeden bitirdim kitabı.
      Yani; birisi bana "güzel kitap öner" derse bu kitabı kesinlikle önermem ama "İstanbul ile ilgili bir kitap olsun" derse o zaman önerebileceğim kitaplar arasında yer alır.

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...