9 Mart 2015 Pazartesi

Karamazov Kardeşler - Fyodor Mihayloviç Dostoyevski

KARAMAZOV KARDEŞLER
Orijinal Adı: Братья Карамазовы, Bratya Karamazovy
Çevirmen: Nihal Yalaza TALUY
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Eylül 2014, 11. Basım
Orijinal İlk Basım: 1880
1026 Sayfa

AFD:
  Yıllar önce Dostoyevski'den Suç ve Ceza'yı okumuştum. Kitabı beğenmeme rağmen, yıllardır neden Dostoyevski okumadığım sorusuna bir cevap bulamıyorum. İnşallah bu açığımı Karamazov Kardeşler'den sonra kapatacağım, kitabı bitirir bitirmez neredeyse tüm Dostoyevski kitaplarını kitap listeme ekledim.

  Karamazov Kardeşler, kitap seçimini ve yorumlarını çok beğendiğim bir arkadaşımın hediyesi. Distopik kitaplar hakkında konuşurken, "Bence distopik kitapların atası Dostoyevski'nin 'Büyük Engizisyoncusu'dur" diyerek fikrini belirtti, benim henüz okumadığımı öğrenince de "Büyük Engizisyoncu" bölümünü içinde barındıran Karamazov Kardeşler'i ertesi gün hediye olarak getirdi. Böyle arkadaşlara sahip olmak güzel bir ayrıcalık. Kitabı hediye ettiği için değil, bana yeni bir bakış açısı kazandırdığı, düşüncesini
paylaştığı için. Teşekkürler @ermanatco . Bu arada, "Büyük Engizisyoncu" için öne sürdüğün fikre de kesinlikle katılıyorum.

  Dostoyevski denilince akla ilk başta Suç ve Ceza gelse de, bu kitaptan sonra benim için Dostoyevski demek Karamazov Kardeşler demektir. Öncelikle kitaptaki karakterlerden birine ölen üç yaşındaki oğlu Alyoşa'nın adını vermesi, Karamazov Kardeşler'in (Dimitri, İvan ve Aleksey) kendi yaşamının evreleri olması, bu üç birbirinden farklı karakter üzerinden hayatı sorgulaması, bu sorgulamalarda benimsediği düşünceyi okura empoze etmek yerine, tez ve antitezleri sunarak seçimi okuyucuya bırakması, kitabın göz korkutan hacmine rağmen kolaylıkla kendisini okutması, son sayfayı çevirdiğimde diğer tüm Dostoyevski kitaplarını okumak istemem ve kitabın yüzyıldan uzun zamandır etkisini arttırarak sürdürmesi benim için Karamazov Kardeşler'i okuduğum en iyi kitaplar arasına koymaktadır. 

  Karamazov Kardeşleri okumayan arkadaşlarım için konusunu çok fazla detay girmeden anlatmak isterim. Kitabın ana karakterlerinden biri olan Fyodor Pavloviç Karamazov ailenin babasıdır, Baba sıfatını ona her ne kadar yakıştıramasam da. Kendisi para ve şehvet düşkünü bir karakterdir. İki defa evlenmiş bu evliliklerinden üç çocuğu (Dmitri, İvan, Aleksey) olmuş, iki eşi de erkenden vefat edince çocuklarını uşağı Grigori büyütmüştür. En büyük evlat Dmitri Karamazov hemen hemen babasıyla aynı karakterdedir.  Bu iki benzer karakter; kentlerinde neredeyse tüm erkeklerin ilgisini üzerinde çeken Gruşenka'ya aşık olurlar. İkisi de Gruşenka'yla evlilik planları kurarken birbirlerine iyice düşman kesilmişlerdir. Diğer iki evlattan İvan; kent dışında iyi bir eğitim almış, düşünceleriyle ön plana çıkan bir karakterdir. Kitap boyunca tanrının varlığını sorgularken en küçük evlat Aleksey ise İvan'ın tersine Tanrı yoluna kendini adamış bir karakter olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu karakterlerden başka bir de Fyodor Pavloviç'in evlilik dışı bir oğlu daha olduğu dile getirilmektedir, bu da uşağı Grigori'nin büyüttüğü ve evin uşağı ve aşçısı olan Smerdyakov'dur. Kitabın asıl olayı Baba Fyodor Pavloviç ile evlat Dmitri'nin arasındaki Gruşenka çekişmesidir. Gruşenka ise bir seçim yapmamış ikisiyle de ilgilenmektedir...


Altı Çizilesi:
  İlkin kendi kendinize yalan söylemeyin. Kendi kendine yalan söyleyip yalanını ciddiye alan insan sonunda ne kendinde ne de etrafta gerçeği seçemez olur. böylece hem kendisine hem başkalarına saygısızlık eder. 

  Zaman zaman insanın acımasızlığı 'vahşi' sözcüğüyle ifade edilir ama bu, vahşi hayvanlara yapılan korkunç bir haksızlık ve hakarettir. Vahşi hayvan hiçbir zaman ustalık ve zevk almak bakımından bir insan kadar acımasız olamaz.

  Bazı insanların düşmanlığı, dostluklarından daha yararlı oluyor.

  İnsanın en değerli anıları aile ocağında geçen çocukluğunun anıları oluyor. Ailede bir parçacık sevgi ve dirlik varsa bu böyledir.

  Başkasına yargıçlık etmeye hakkın olmadığını asla unutma. Çünkü suçluyu yargılayan yargıç, kendisinin de karşısında duran kadar suçlu olduğunu, o adamın işlediği suçta belki herkesten çok sorumlu olduğunu bilmelidir. Saçma görünmekle birlikte gerçektir bu. Çünkü ben doğru bir insan olmuş olsam karşıma suçlu çıkmayacaktı belki.

  Sonuna kadar inan; herkes doğru yoldan sapsa, doğru yolda kalan tek başına sen olsan bile... 

  Ne büyüklerden, ne güçlülerden kork; akıllı, hep mutlu ol. Ölçülü olmaya, haddini bilmeye dikkat et, bu konuda bilgi edin.

  Babacığım, mezarımı toprakla örttükten sonra üzerine bir ekmek kabuğu ufala. Serçeler gelir; seslerini duyar, yalnız olmadığıma sevinirim.


Kitap Tanıtımından:
  Dostoyevski, yaşamının son yıllarında başyapıtı Karamazov Kardeşler'i tamamladığında, Rus yazınında 'felsefe düzeyinde roman-tragedya denen türün de temelini attığının bilincinde değildi. Dostoyevski'nin yaşam birikiminin tümünü ve sanat gücünün doruğunu içeren bu roman, gerçekte insanı insan yapan ne varsa, onlara adanmış bir destan niteliğini taşır. Yazar, hiçbir romanında "Karamazov Kardeşler"de olduğu denli insan ruhuna inmemiş, insanoğlunu bu denli kesitler biçiminde, içgüdülerinin ve istencinin tüm görünümüyle sergilenmiştir. Bir aileyi konu alan ve bir felaketler zinciri olarak gelişen olay örgüsü, bireysel öğelerin yanı sıra, ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısındaki Rus toplumunu da geçirdiği sarsıntıların tümüyle, dünya edebiyatında bir eşi daha bulunmayan bir sanat aynasından yansıtır.


Dostoyevski Hakkında:
Görsel alıntıdır.
  Nefret ettiği, ayyaş, kaba ve cimri bir doktorun oğlu olanDostoyevski, Moskova’da doğmuş ve ömür boyu gerek vücutça, gerek ruhça ıstırap çekmişti. Sık sık, şiddetli sinir nöbetleri geçirir, vicdanı onu rahat bırakmaz kendini, işlediğini sandığı cinayetlerden sorumlu tutarak, hıristiyan inancının sorunlarıyla tasalanır ve sorardı: Tanrı var mı?

 Aşırı duyarlıkta, gururlu ve öfkeli, yapayalnız, yoksulluk içinde yaşadı. İlk romanı olan İnsancıklar’ın kazandığı başarıya rağmen, borçtan kurtulamadı. Düş kırıklığına uğramış, buruklaşmış olarak genç, ilerici aydınlarla ilişki kurdu. Çarlık polisince tutuklandı, ölüme mahkûm edildi, ama son dakikada bağışlanarak Sibirya’ya kürek cezasına gönderildi (1849-1854). Dönüşünde, hep hastaydı; üstelik karısının ve kardeşinin ölümüyle de çok sarsılmıştı. Alacaklılarından kaçmak için yurt dışına gitti. Gece gündüz çalışarak, en büyük başeserlerini işte o zaman yazdı. Rusya’ya dönüşünde nihayet başarıya ulaşmıştı.

  Romanları, hayatının yansımasıdır: iyilikle kötülük arasında kalmış isyancı kahramanları, gerçeği ve zihin huzurunu ararlar. Dostoyevski yozlaşmış bir toplumda çılgınlık ile kinin, saflığa ve aşka kafa tuttuğu bir evren yaratmıştır.

Dostoyevski'nin Türkçe Olarak Yayınlanmış Eserleri:
Roman:
(1846) İnsancıklar
(1846) Öteki
(1849) Netochka Nezvanova
(1861) Ezilmiş ve Aşağılanmışlar
(1862) Ölüler Evinden Anılar
(1864) Yeraltından Notlar
(1866) Suç ve Ceza
(1867) Kumarbaz
(1869) Budala
(1872) Ecinniler
(1875) Delikanlı
(1881) Karamazov Kardeşler
Kısa Öyküler:
(1847) Dokuz Mektupları Romanı
(1847) Mr. Prokharçin
(1847) Ev Sahibesi
(1848) Polzunkov
(1848) Bir Yufka Yürekli
(1848) Kıskanç Koca
(1848) Namuslu Bir Hırsız
(1848) Bir Noel Ağacı Ve Düğün
(1848) Beyaz Geceler
(1857) Küçük Kahraman
(1859) Amcanın Rüyası
(1859) Stepançikovo Köyü
(1862) Tatsız Bir Olay
(1865) Timsah
(1870) Ebedi Koca
(1873) Bobok
(1876) Uysal Bir Ruh
(1876) Köylü Marey
(1876) Mesih'in Noel ağacı Boy de
(1877) Bir Adamın Düşü
Kurgusal olmayan eserleri:
Yaz İzlenimleri Üzerine Kış Notları (1863)
Bir Yazarın Günlüğü  (1873–1881)
Batı Çıkmazı: Puşkin Üzerine Konuşma (1975)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...